16 Eylül 2022 Cuma

Bilişim, Türkiye İçin Stratejik Bir Sektör Konumundadır

20. yüzyılda teknolojinin gösterdiği gelişim hızı, insanlık tarihinde büyük atılımları tetiklerken, teknolojinin getirdiği yenilikler bireysel ve kurumsal yaşamda birçok alanı etkiledi. 21. yüzyılda hızla gelişen ülkelere bakıldığında bilişim sektörünün oynadığı kritik rolün herkesin düşüncelerinde yer etmiş durumda olduğu görülüyor.

Günümüzde ülkelerin refah düzeyini yükseltmelerinin yolu bilişim sektörüne yönelmekten geçiyor. Bilişim sektörünü geliştirmenin, büyütmenin ve bu sektörün diğer sektörlere olan ekonomik katkısını artırmanın anahtarı ise hizmete dayalı büyüme modeli yerine, yenilikçi teknolojilere dayalı yatay ve dikey ürünlerle büyüme modelinin benimsenmesinde yatıyor.

Bir ülke bilişim teknolojileri ürünleriyle bilgi birikimini ve entelektüel sermayesini koruyabilir, tekrar tekrar kullanılabilir hale getirebilir, kurumsal hafızayı güçlendirebilir, birbirini tamamlayan ürünlerin yer aldığı platformlarla ağ etkisi ve pazar yeri ortamları sağlayarak müşteri derinliğini, tedarikçi çeşitliliğini ve yetkinlik havuzunu artırabilir ve küreselleştirebilir.

Yakın geçmişi incelediğimiz zaman bilişim sektöründe yer alan firmaların çok hızlı bir şekilde yükseldiğini ve ülke ekonomilerine ciddi katkılarda bulunduğunu görüyoruz. Bunun en büyük nedeni bilişimin artık tüm sektörler için vazgeçilemez bir konuma gelmesi ve adeta mihenk taşı olmasıdır. Bilişimin, günümüzde stratejik bir sektöre dönüşümünü büyük oranda tamamladığını söyleyebiliriz.

Yaşamı ve iş dünyasını her açıdan kökten değiştiren pandemi süreci de bilişim sektörünün önemini daha da artırdı. Bilişim sektörü her ne kadar global tedarik zinciri sorunlarının yarattığı zorlukları çok fazla yaşayan sektörlerden birisi olsa da kritik projelerin gerçekleştirilmesi tedarik belirsizliği nedeni ile aksasa da tüm sektörlerdeki stratejik rolü nedeniyle bilişim daha da önem kazandı. İşletmelerin orta ve uzun vadede yapmayı planladıkları dijitalleşme yatırımları salgın sürecinde hızlandı. Fiziksel dünya hızla dijital bir dünyaya doğru evrildi.

Ülkeler, sağlık alanında dijital araçlar ile vatandaşların yaşamlarını sürdürmelerini sağlarken uzaktan çalışma ve eğitimin dışında ihtiyaçlar, e-ticaret ve dijital bankacılık gibi uygulamalar ile karşılandı. Diğer yandan pandemi ile birlikte özellikle uzaktan çalışmanın artması kişisel ve kurumsal veri hırsızlığı amaçlı siber saldırıların artmasını da beraberinde getirdi ki bu da siber güvenlik, bulut, uzaktan çalışma çözümleri, altyapı ve ağ çözümleri, nesnelerin interneti ve buna bağlı hizmetleri daha da büyüttü, sektörün kurumsal iş ve çözümlerini artırdı, bir önceki yıla göre daha da geliştirdi. Dolayısıyla ülkemizde 2021 yılı, son dönemde yaşanan kur ve finansal maliyet artışlarına rağmen sektör için iyi geçen bir yıl olarak anımsanacaktır.

Bilişim sektörünün önemi daha da artarken ve dijital teknolojilere talep adeta çığ gibi büyürken maalesef nitelikli insan kaynağı problemi daha fazla hissedilen bir konu oldu. Pandemi ile birlikte iş yapış şekillerimiz kadar ihtiyaç duyulan iş gücünde de büyük değişimler yaşandı. Özellikle evlerimize kapandığımız süreçte büyük bir ivme kazanan dijital teknolojilerin günlük yaşantımızın bir parçası haline dönüşmesinin doğal bir sonucu olarak sektörün her bir pozisyonunda önemli ihtiyaçlar doğdu. 

Yazılım geliştirme süreçleri yıllar içerisinde olgunlaşarak tedarik zinciri süreçleri gibi esnemiş ve küreselleşmiştir. Bu esneme süreci ürün geliştirmeyi yüksek maliyetli gelişmiş ülkelerden yakın coğrafya ve kültürlerdeki gelişmekte olan ülkelere yönlendirmiştir. Bu nedenle ülkemizin özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerine yazılım ve bilişim ihracatı için büyük potansiyeli bulunmaktadır.

Buna karşın ülkemizin en kıymetli potansiyeli olan genç yazılımcılarımızın, giderek artan oranda yurt dışındaki alternatiflere yöneldiğini gözlemliyoruz. Nitelikli insan açığının büyük bir sorun haline geldiği her alanda çok net hissediliyor. Gençlerimizin küçük yaşlardan itibaren bilişim teknolojilerine kolay erişebilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye geleceğe bilişim teknolojileri alanındaki yenilikleri benimseyerek ulaşacak ve bizi geleceğe taşıyacak asıl unsur genç beyinlerimiz olacaktır. Bu nedenle özellikle teknik beceriler gerektiren roller için beyin göçünü durdurmamız gerekiyor.

Sonuç olarak dijitalleşmenin getirdiği fırsatları bu dönemde iyi değerlendiren şirketlerin hem kârlılıklarında hem de büyümelerinde önemli bir avantaj yakaladığını gördük. Karantina koşulları sebebiyle, çalışanların azaldığı, tedarik zincirlerinin aksadığı bir dönemde teknolojinin ne kadar önemli olduğuna ve pandeminin yarattığı bu fırtınadan pek çok firmanın esasında bilişim teknolojileri sayesinde az hasarla çıktığına şahit olduk. 2022 yılı da daha kolay olmayacak ancak sektör ve ülkemiz için beraberinde fırsatları da getirecek bir yıl olacak. Dijital dönüşümün sadece teknolojiden ibaret olmadığı, insanın ve iş süreçlerinin de dahil olduğu bir bütünlük içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini görüyoruz. 

Bilişim sektöründe önde gelen uygulamalardan dijitalleşme ve nesnelerin interneti (IoT), şirket içindeki üretim birimlerinde ve süreçlerinde veri konsolidasyonu sağlamakta ve üretimden, teslimata ve müşteri hizmetlerine kadar tüm değer zincirinde gerçek zamanlı bir görünüm ve yönetim kolaylığı sağlamaktadır. Yazılım uygulamaları ile rafine edilen veriler yeni şeffaflık, esneklik ve kişiselleştirme imkanları yaratmaktadır.

Bu, müşteriler için yenilikçi ürünler ve hizmetler yaratmaya ve mevcut iş modellerinin genişletilmesine imkan tanımaktadır. Ürünler ve hizmetler dijital ve akıllı hale geldikçe üretim süreçleri optimize edilir veya otomatik olarak değiştirilir; bu da üretimde verimliliği ve esnekliği önemli ölçüde artırmaktadır. Yazılım teknolojileri sadece iş büyümesi için bir potansiyel yaratmakla kalmaz, aynı zamanda iş verimliliği için de büyük rol oynamaktadır.

Önümüzdeki dönemde de evden çalışma sistemleşecek, veri bazlı çözümlere daha fazla yatırım yapılacak, alternatif üretim yolları aranacak, tedarik zincirleri farklılaşacak, olası problemler için daha etkili algoritmalar üretilecek, bilgi alınan kaynakların değeri ve önemi artacak, sosyal medyada yansıyan kitlelerin düşünce biçimleri stratejik veri haline gelecek, mal ve hizmet üreten bütün sektörlerde otomasyona gidiş hızlanacaktır. Bu fırsatları daha hızlı yakalamak için sektörün organize olma gücünü artırması gerekiyor.

Ülkelerin refah seviyesi ve bilişim sektörü arasında güçlü bir ilişki bulunuyor. Bilişim sektörünü geliştirmek için kamudan büyük kurumlara, STK’lardan girişimciler ve KOBİ’lere kadar tüm paydaşlara görev düşüyor.  Biz de bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon sektörlerini ülkemizin büyümesinin temel bileşeni olarak konumlandıran misyonumuz çerçevesinde, tüm üye şirketlerin en güçlü ortak sesini, evrensel değerlere bağlı kalarak üst düzeyde temsil etmeyi sürdürecek, ülkemizin bilişim sektöründeki fırsatlardan faydalanması için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.

Önerilen Popüler Yazılar