16 Haziran 2014 Pazartesi

Sadece riski göze alabilen kişi hürdür!


Gülmek; "Saf" denme riskini göze almaktır.

Ağlamak ise; "Duygusal" görünme riskini.

Birine yakınlaşmak; "Kendini kaptırma" riskini,

Duygularını açmak; "Kendini ortaya koyma" riskini,

Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise;

"Onları başkasına kaptırma" riskini göze almaktır.

Sevmek; "Karşılık görememe" riskini...

Yaşamak ise; "Ölme" riskini göze almaktır.

Umutlanmak; "Hayal kırıklığına uğrama" riskini

Çabalamak ise; "Başarısız olma" riskini göze almaktır...

Ama riskler yaşanmalıdır.

Çünkü hayatımızın en büyük riski, hiç risk almamaktır.

Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir;

Ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez.

Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken,

Bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder. Sadece riski göze alabilen kişi hürdür.

Kitapları ile insanlara sevgiyi ve motivasyonu taşıyan Leo F.Buscaglia riski böyle anlatıyor. "RİSK"... söylerken bile ne kadar zor geliyor insana değil mi? Tutuyor bir şey sizi, ona katılmanıza izin vermiyor. Risk varsa, devam etme diyor...


Halbuki risk, aslında hayatın birbirinden farklı renklerine, tadlarına,duygularına açılan bir kapı değil midir? Hani şu insanoğlunun yaşamı boyunca hep peşinden koştuğu, yaşam  amacı olarak belirlediği. Kapıyı açmadan dışarı çıkamazsınız. Dışarı çıkmadan farklı renklerin, tadların farkına varamazsınız, başka renkleri, tadları  fark etmeden de hayata anlam katamazsınız.İşte riskin size aralayacağı kapı! Zor açılan, ağır bir kapı ama açıldığında sizi bambaşka serüvenlere taşıyacak bir kapı... Peki o zaman neden korkuyoruz bu kapıyı aralamaktan? Risk deyip bir adım geri atıyoruz?

Önerilen Popüler Yazılar