24 Şubat 2022 Perşembe

Teknolojik İnovasyon Bağlamında Eğitim ve Öğretimin Güncel Analizi

Küresel değişim hareketi ivmelenmesini sürdürürken, uzmanlar nasıl daha etkili ve verimli öğrenebiliriz konusuna çözümler üretmenin peşindeler.

Salgın süreci, gerçek ortamlarda buluşamasak da yaşantımızı sürdürebilmenin, farklı seçeneklerin olabileceğinin farkına varmamızı sağladı. Yenilikçi sistemlerin uygulamaya kolayca alınmasıyla birlikte iş, eğlence, öğrenme, üretme ve araştırma kabiliyetlerimiz duraksamadan gelişti. Sanal ortamların gizemini çabucak keşfettik. Sanal ve gerçek ortamlar birbirleriyle yer değiştirecek biçimde konumlanmış gibi algılansa da seyrin uzun dönemde devamlılığı sorgulanacaktır.

Zamanla sanal ortamların verimlilik açısından bir seçenek olarak vazgeçilmez olacağı daha anlaşılır olacaktır. Amacın yenilikleri öğrenmek ve tasarlamak olduğundan bahsedersek, yüz yüze birliktelikler kaçınılmaz önceliğini ve devamlılığını sürdürecektir. Çağdaşlık kurgusunun temeli, her iki ortamın karışımının dengeli kullanılmasıyla yeniden şekillenecektir.

Dolayısıyla salgın süreci boyunca geliştirmiş olduğumuz sayısal (İng. digital) yetenekleri dönüşümün anahtarı olarak yeni kapıların açılmasında kullanmalıyız. Sanal ortamların bilimsel araştırmaların hızını yavaşlattığı görüşünün aksine farklı öğrenme yöntemlerinin, hünerlerimizi geliştirici olduğu kabul görmektedir. Deneyimlerden öncelikli çıkarım, öğrenmeyi sadeleştirici ve yalınlaştırıcı etkenlerin belirlenmesi olacaktır. Ele alınan konuların beraberinde çarpıcı olarak gündeme alınan husus, öğretmenin kavramsal tasarımının yeniden tanımlanmasıdır.

Sanal ortamlarda öğrenmenin artık geleneksel yaklaşımlar ile yetersiz kalacağı düşüncesiyle, öğrenci merkezli, paylaşımcı, akran öğrenmeyi özendirici, teknoloji kullanımını tetikleyici yöntem bilimler icat edilmeye başlanmıştır. Yaşanmakta olan süreci ilgiyle takip etmek, umursamak ve aldırmak gerekliliğinin bilincinde olmalıyız. Böylelikle değişimin anlaşılması ve analiz edilmesi neticesinde buluşlar yapabilir, yeni ürünler ve hizmetler geliştirebilir ve rekabetçiliğimizi arttırabiliriz.

Öğrenmenin birçok farklı tanımı ile karşılaşmak mümkündür. Bunun nedeni hem öğrenme olgusunun karmaşıklığı hem de farklı bilim dalları tarafından çalışılmasıdır. Örneğin eğitim bilimleri öğrenmeyi genel anlamda “zamana ve yaşantıya dayalı olarak bireyin bilgi beceri ve tutumlarındaki değişim ve gelişim” olarak tanımlamaktadır. 

Bu bağlamda, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nca (TTGV) hazırlanan, “Teknolojik İnovasyon Bağlamında Eğitim ve Öğretimin Güncel Analizi” isimli çalışmada, Covid-19 salgınının eğitime etkisi ortaya konuldu. Türkiye’nin, 30 OECD ülkesi içinde salgının ilk yılı olan 2020’de okulları en uzun süre kapalı tutan dördüncü ülke olduğu belirtildi.

TTGV, Stratejik Odak Çalışma Komisyonu - İnsan Kaynakları kapsamındaki araştırmamızın devamı niteliğinde olan "Teknolojik İnovasyon Bağlamında Eğitim ve Öğretimin Güncel Analizi" ile eğitim ve teknoloji ilişkisinin açıklanması, geleceğin teknolojilerinin eğitim ve öğretim alanında nasıl kullanılabileceği konularının değerlendirilerek anlaşılması ve öneriler sunularak bulguların tartışmaya açılmasını hedefledik.

Hâlâ devam etmekte olan küresel salgın dönemindeki gelişmeler ve uygulamaların incelendiği, öğrenmenin temellerinin tekrar hatırlandığı ve elde edilen çıkarımlar ile teknolojinin eğitim ve öğretime nasıl etkili, verimli ve düşük maliyetli fayda sağlayabileceğinin değerlendirildiği çalışmamızı bu rapor ile sizlere sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz. 

Önerilen Popüler Yazılar