2 Kasım 2010 Salı

Teknoloji Yönetimi ve Türkiye’nin Stratejik Hamlesi!

Geçtiğimiz günlerde bir teknoloji yönetimi toplantısına katılmıştım. Toplantıda gerek Türkiye’nin bilişim sektöründeki yeri gerekse CIO, CTO, CEO ve CFO gibi kurumların yönetim mekanizmalarını organize eden yapıların bilişim teknolojilerini etkin ve vizyoner bir şekilde kullanıp kullanmadıklarını tartışdığımız bir toplantı olmuştu. Toplantı izlenimimden öte bu yazıda teknoloji yönetimi ve ülkemizin konumu üzerine paylaşımda bulunmak istedim.

Bugün yaşadığımız küreselleşme olgusuyla birlikte artan rekabet, sunulan ürün ve hizmetlerin kalitesini yükseltirken; bu ürün ve hizmetlere sahip olma sürelerini de gitgide hızlandırmaktadır. Yaşanan gelişmeler sonucunda rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için firmalar, teknolojiye yatırım yapmak durumunda kalmaktadır. Bu yatırımların sonucunu görebilmek ancak teknolojiyi iyi yönetmek ile mümkündür.

Teknolojiyi kullanmak ile teknolojiyi üretmek çok ayrı şeylerdir. Bugün teknolojik olarak ileride olduğunu varsaydığımız ülkeler teknolojiyi kendileri ürettikleri gibi ayrıca, insanlığa faydalı hale getirmek adına geliştirmekte ve bu yönde yönetmektedirler. Türkiye bir tüketim toplumu olduğu için, yeni teknolojileri sadece transfer etmekle yetinmiştir. Yeni teknoloji üretmek konusunda bugüne kadar akademisyeninden, hükümetine, sanayicisinden, üretimcisine teknoloji yönetimi ile ilgili iyi bir politika oluşturulamamış, kolay para kazanılan değişken ekonomik altyapıya sahip bir ülke olarak bu yönde herhangi bir yatırım yapılmamıştır.

Türkiye ekonomisinin son günlerdeki büyüme hızının artması, ARGE yatırımları için ayrılan bütçenin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaklaşık on katına çıkarılmasının planlanması ve Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasındaki yerinin küreselleşen ekonomideki rolü nedeniyle, bu tür yatırımlar ve çalışmalar başlamıştır.

“Teknoloji yönetimi” konusunda dünyada birçok başarı hikayesine rastlamak mümkün. Teknolojiyi öncelikle kopyalayarak ya da lisanslama kurallarına uygun olarak alıp kullanımı başlatan kimi ülkeler ya da şirketler, Japonya örneğinde olduğu gibi daha sonra buradan kazandıkları zamanı iyi kullanıp teknoloji üretimi yapmak üzere ciddi yatırım çalışmaları ve atılımlar başlatmışlardır. Bu pozitif bir çalışma olarak Teknoloji yönetimi için iyi bir örnektir.

Bu konuda Güney Afrika’yı da örnek olarak verebiliriz. Bilindiği gibi Güney Afrika birçok konuda yasaklı, ambargo uygulanan ve dışa kapalı olan bir ülke olarak bilinmektedir. Her ülkenin olduğu gibi Güney Afrika’nın da enerji kaynağı olarak petrol ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak petrolü dışarıdaki diğer ülkelerden alamadığı için kendi rezervlerinde bulunan kömürü kullanarak petrol üretmeyi başardılar. Bu, aslında AB ülkelerinden alınan lisanslı bir çalışmaydı; ancak daha sonra kömürden petrol üretimini geliştirdikleri için ürettikleri yapay petrolü diğer ülkelere satabilir hale geldiler. Bu örnekten de anlaşılabildiği gibi, teknolojilerin iyi yönetimi şirketler kadar ülkeler bazında da ekonomik ve siyasi açıdan büyük önem taşımaktadır.

“Teknoloji yönetimi” bilgi çağının vazgeçilmez bir parçası mıdır?
İnsanlığın yaşadığı önemli değişimlerden biri de Bilgi Çağı’na geçiş sürecidir. Sanayi Devrimi’nin ardından yaşanan köklü değişimin bir benzeri de bilgi ve teknoloji çağında yaşanmaktadır. Bilgi çağında teknoloji kullanımı en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Bu çağda artık insanlar, teknolojik devrim ile hayatı kolaylaştıracak; günlük yaşantısında fayda sağlayacak çözüm ve yöntemleri kullanmaktadırlar.


Bugün Amerika “Teknoloji Yönetimi”nin en iyi uygulandığı ülke olarak ortaya çıkmaktadır. Avrupa’da Kuzey Avrupa ülkeleri de teknolojiyi iyi yönetebilen ülkeler arasındadır. Burada Bilgi Çağı’na geçmemiş ama teknoloji yönetiminde çok ileri gitmiş ülkeler de sayabiliriz. Çin, Kore, İrlanda bu konuda başarılı olan ülkeler arasındadır.

Teknoloji yönetiminde amaç en yüksek verim ile en yüksek faydayı sağlayabilmek ve bunu tüm toplumun hatta küresel ölçekte insanlığın yararlanabileceği hale getirmektir. Yaratıcılığın desteklenmesi yeni fikirlerin oluşturulması için gerekli şartların sunulması ile Bilgi Çağı’na geçiş sürecinde teknoloji yönetimi önem kazanmaktadır.

Önerilen Popüler Yazılar