6 Mart 2015 Cuma

Bir Yaşar Kemal romanı...

Alabildiğine şiirli anlatımı, şiirli atmosferiyle Al Gözüm Seyreyle Salih, Yaşar Kemal’den bir şefkat, merhamet romanıdır.

Yaşar Kemal’in ölümüyle birlikte edebiyatımızda bir ‘çağ’ kapandı. ‘Üç Kemal’ler çağı’ diyebiliriz bu döneme.

Yaşar Kemal’in ölümünden sonra anılan romanları –özellikle dikkat ettim- hep İnce Memed, Yer Demir Gök Bakır, Yılanı Öldürseler vb. oldu. Büyük yazarların –bizde- böyle bir talihsizliği oluyor. Reşat Nuri Güntekin yarı alaycı, yarı üzgün, “Çalıkuşu’ndan başka romanlar da yazdım” dermiş...

Asıl unutulansa, Yaşar Kemal’in kent romanlarıydı, büyük kent ve kasaba romanları. Usta yazar, 1970’lerden sonra, bence birbirinden etkileyici kent romanları kaleme almıştır.

Roman demekte ısrar ettiğim uzunöyküsü Kuşlar da Gitti bir başlangıç sayılabilir. Özlü bir başyapıttır Kuşlar da Gitti; büyük kentin, İstanbul’un amansız yaşamasını azat kuşlarını simge edinerek yansıtır. Bu eseriyle Yaşar Kemal, aynı zamanda yepyeni bir üslûba açılır. Sanrıyı, sayıklamayı andıran, öyleyken eserin derin acısını büsbütün yansıtabilen bir üslûp.

Kuşlar da Gitti’den bir yıl sonra Al Gözüm Seyreyle Salih yayımlanır. Al Gözüm Seyreyle Salih –benim için- Yaşar Kemal’in en güzel romanıdır. Büyük kente yakın, ama hâlâ kasaba olma özelliğini de koruyan bir deniz kıyısı yöresinde sürüp gider.

Al Gözüm Seyreyle Salih, büyük kent, İstanbul özlemi içindeki ve on bir yaşındaki Salih’in romanıdır. Umutlar, sevinçler, hayaller içindeki Salih yürek yakıcı hayal kırıklıklarına savrulup gidecek; yaşadığı küçük Karadeniz kasabasında, besbelli, bir ömür tüketecektir.

Salih hep dünyayı, hayatı seyretmektedir. Çocukluğun bütün erdenliğiyle içi sevgi, iyilik doludur. Seyrettiği hayatsa katı gerçeklikleriyle Salih’i hayaller, masallar ortamına çeker. Romancı, Salih’in bakış açısını öne çıkarmışken, bazan da masallara açılır, masal geleneğimize yepyeni bir ufuk açar.

Oyuncaklara düşkün ama oyuncaksız Salih, Hacı Nusret’in dükkânındaki, ederi 150 lira, mavi oyuncak kamyon için günlerce hayaller kurar. Roman boyunca sürüp giden mavi kamyon, oyuncak tutkusu, giderek trajik bir anlam kazanır.

Zaten her şey acıya evrilmektedir: Salih’in iyileştirmeye çalıştığı kandı kırık martı ölür. Büyükannesi, durup dururken, martıya, Salih’e handiyse düşman olmuştur. Salih’in masallarla bezediği hayat, katı gerçeklikleriyle, yeniyetme çocuğu dört bir yanından kuşatmaktadır.

Salih’in tam da kavrayamadığı gözlemleri, değerlendirişleri, 1970’ler Türkiyesi’nin bir panoraması olup çıkar. Balıkçıyken, Bulgaristan’a gidip gelen, sigara, viski, silah kaçakçısı olmuş Metin acı bir göstergedir. Metin öldürülecektir. İşinde gücünde, emeğinde demirci İsmail Usta, değişmeye, kararmaya yazgılı toplumsal ortamda ayakta kalmaya çalışmaktadır...

Takasıyla İstanbul’a gidecek Temel Reis, Salih’i yanına almadan yola çıkmıştır. Limanda yapayalnız kalan Salih, İsmail Usta’nın dükkânına döner, önlüğünü takar, “demire ilk balyozu” indirir...

Alabildiğine şiirli anlatımı, şiirli atmosferiyle Al Gözüm Seyreyle Salih, Yaşar Kemal’den bir şefkat, merhamet romanıdır.

Önerilen Popüler Yazılar