8 Ekim 2015 Perşembe

Klişelerin içindeki koca yaşanmışlıklar

Eski atasözleri, deyimler öyle değerler içerir ki aslında özünde. Maalesef klişeleşmiş der bırakız bir kenara. Halbuki gerçek yaşanmışlıkların kısaca özetleridir onlar. Mesela; "İşleyen demir ışıldar" diye boşuna dememiş büyüklerimiz. Bakın Amerikalı ve Norveçli bilim insanlarının yaptığı bir araştırma bu çok eski atasözünü adeta kanıtlar niteliğinde!

Merak ettiyseniz, artık klişe deyip bir kenara koymayacaksanız buyurun o zaman sizi arıların dünyasına davet ediyoruz:

Arılar üzerine yapılan bir araştırma hepimize çok önemli mesajlar veriyor. Bilim insanları arıları incelerken yaşlı arıların yuvada sosyal sorumluluk üstlenmesinin beyinlerindeki moleküler yapının değişmesini sağladığını fark etmişler.

Araştırmaya imza atanlardan Gro Amdam, daha önce yapılan araştırmalardan arıların yuvada kaldıklarında ve larvalarla ilgilendiklerinde beyinlerinin aktif olduğunu, yuvadan ayrıldıktan sadece iki hafta sonra kanatlarının zayıfladığı, tüylerinin döküldüğü ve beyin faaliyetlerinin durduğunu tespit edildiğini söylüyor. Bu bulgulardan yola çıkarak yaşlı arıların yeniden larvalarla ilgilendiklerinde beyinlerinin nasıl etkileneceğini incelemeye almışlar.

Araştırmacılar, yuvadan larvalarla ilgilenen genç arıları çıkarmış ve sadece kraliçe arı ve larvaları bırakmışlar.Bazı yaşlı arılar besin aramaya gitmiş, bazı yaşlı arılar ise yuva ve larvalarla ilgilenmiş.

10 gün sonra yuvada larvalarla ilgilenen yaşlı arıların yaklaşık yarısının yeni şeyler öğrenme yeteneğinin büyük oranda arttığı görülmüş.

Bu arıların beyninde insanlarda da bulunan ve unutkanlığa karşı koruyan Prx6 ile diğer proteinleri koruyan şaperon proteinine de rastlanmış.

Çalışmayı yapan Gro Amdam ve ekibi, bu sonuçların insanlar için çok önem taşıdığını, insanlarda da sosyalleşmenin, yaşadığı alan ve çevreye duyarlı olmanın ileri yaşa bağlı unutkanlığın yavaşlamasına ya da önlenmesine ışık tutabileceğini vurgulamışlar.

Klişe diye burun büktüğümüz bir sözün; "İşleyen demir ışıldar"sözünün bilim tarafından ispatı böyle, üstelik sadece insanlar için değil, arılar için de geçerli. Kısacık bir söz içinde binlerce hayat mekanizmanın etkileşimini anlatıyor çünkü içinde saf yaşanmışlıklar, tecrübeler ve bunların Aşk ile paylaşımı var... Şimdiki gibi sahte, çakma ve birbirinin kopyası değil. İşte bu nedenle gerçek yaşanmışlıklar, çok daha değerli, çok daha anlamlı ve her daim geçerli... Ne dersiniz, sizce de öyle değil mi?

Önerilen Popüler Yazılar