7 Nisan 2022 Perşembe

Madde 22

İlk olarak 2003 yılında okuduğum, Amerikalı yazar Joseph Heller’in orijinal ismiyle “Catch 22” yani 'Madde 22' romanına yaşamakta olduğumuz salgın sürecinde bir kez daha göz atma fırsatım oldu.

Roman yayınlandığı 1961 yılından itibaren, 20. yüzyılın kayda değer en anlamlı eserleri arasında sayılmaktadır. Yeniden fark ettim ki, 2. Dünya Savaşı esnasında bir savaş pilotunun yaşamış olduğu duygusal ikilem hala güncelliğini korumaya devam etmektedir. Heller romanında aslında kendisini farkı bir zaman diliminde anlatmaktadır ve “Madde 22” deyimini İngilizceye kazandırmıştır. Sorunun çözümünün problemin kendisi olduğu durumundan esinlenerek tarihsel bir kurguyu kaleme almıştır. 

Türkçe’de “iki arada, bir derede kalmak” deyimi tam karşılık olabilir mi? Konu, küçük bir eşyasını kaybetmiş ve aramakta olan bir kişi örneği ile açıklanırsa deyim daha net algılanacaktır. Eşyası kaybolan bir kişi belirli bir zaman içinde her yere bakarak mutlaka aradığını bulacaktır. Ancak çevresini görebilmek için bir gözlüğe ihtiyacı olan bir kişi eğer gözlüğünü kaybetmişse çözüm oldukça zorlaşacaktır, gözlüğünü nasıl bulacaktır?

“Madde 22” kahramanı savaş pilotu uçmak ve düşman uçaklarını düşürmek zorundadır. Komutanlar ise başarılarının yüksek olması durumunda hedefleri sürekli gözden geçirmekte ve arttırmaktadır. Her uçuşunda kendisinin de düşürülme ihtimali yüksektir. Bulunduğu durumdan çıkabilmesini vatan sevgisine, cesaretine ve şerefli bir asker olmasına borçludur. Zamanla kimin dost kimin düşman olduğunu karıştıracaktır.

Doğadan bir örnekle, aşk içinde yanıp tutuşan kurbağa uygun bir eş bulabilme uğrunda var gücü ile seslenmektedir. Ancak kendisini dinlemekte olan eş adayları dışında avcı kuşlar da bulunmaktadır. Ne kadar yüksek perdeden bağırırsa rakiplerinin önüne geçeceği ve tercih edileceği kuşkusuzdur. Böyle bir durumda en uzakta bulunan bir avcı da sesini duyacaktır. Kurbağa yaşamı uğruna, yaşayabilmek ve neslini devam ettirebilmek için koşulsuzca daha da yüksek sesle bağırmayı her zaman tercih etmiştir. “Madde 22” sarmalında ölüm ve kalım ikilemi içinde var olmayı sonsuza kadar soluk soluğa hissedecektir.

Yaşamakta olduğumuz salgın bana “Madde 22” hikâyesini hatırlattı. Dışarı çıkmak işimizin başında bulunmak istiyorduk, bu şekilde kazanımlara devam edebilir, ailemize destek olabilirdik. Birbirimize kavuşmak istiyorduk ancak maskeli de olsak, mesafemizi de korusak, virüse yakalanma ihtimalimiz çok yüksekti ve iki seçeneğin de bedeli ağır olacaktı. Oldu da...

Salgın sürecinin, romanda yaşananlarla ne kadar örtüştüğünü fark ettim. Kitabı raftan indirdim tekrar okudum. İkilemden kurtulmanın, gözlüğünü arayan kişinin kendisinin mantıksal olarak çözemeyeceği sorunun çaresinin, destek alması zorunluluğu olmasıydı. 

Fizik meraklısı bir mühendis olarak sonra düşündüm “Madde 22” sarmalı karadeliklere benziyordu. Olay ufkunu geçen hiçbir varlık için kurtuluş mümkün olmuyordu. Kaybet/Kaybet olasılığına bilinçli sürüklendiğinizi hissettiğiniz bir durumla karşılaştınız mı? Sarmaldan kurtuluş akıntıya kapılmış tekne örneği, dolanıklıktan çıkış zinde düşünce ve denize çapa atma ile mümkün olabilir mi? Devinimi, hareketi biran durdurabilmek sonrasında salim planlama ve karşı tedbir ile çözüm üretmek... Uygulamaya geçmek, ardından rota düzeltmeleri ile “Madde 22” savrulmaktan tamamen kurtulmak... 

Ünlü Fizikçi Kuantum Mekanik ustası Max Plank şöyle diyor "İnsan doğanın gizemini çözemez. Çünkü biz doğanın bir parçasıyız ve aynı zamanda gizemin de bir parçasıyız"

Önerilen Popüler Yazılar